MECİT BAYTON YAZDI: DOĞU DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ - Maraş46 | Kahramanmaraş Haber | K.Maraş Gündem Son Dakika HaberleriMaraş46 | Kahramanmaraş Haber | K.Maraş Gündem Son Dakika Haberleri

22 Aralık 2024 - 17:29

MECİT BAYTON YAZDI: DOĞU DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ

MECİT BAYTON YAZDI: DOĞU DİLLERİ VE KÜLTÜRLERİ
Son Güncelleme :

01 Kasım 2021 - 19:25

Doğu Dilleri denilince, ilk akla gelen Arap Dili ve Edebiyatı’dır. Dillerin ağ babası diye adlandırılmaktadır.

Arapça, büyük medeniyetler, kültürler ve imparatorluklar doğuran dillerin başında gelmektedir.

Arapça’nın Kullanımı

7. yüzyıla dek Arap Yarımadası içinde sınırlı kalan Arapça, İslamiyet’in gelişiyle birlikte, Arap Yarımadası’nın dışında, büyük bir hızla yayılmıştır.

Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika’yı kuşatmış ve oradaki dillerin yerini almıştır.

Böylelikle, bir kültür ve medeniyet dili olmuştur.

Sonraki asırlarda, İslami fetihlerin sürmesiyle, Arapça, doğuda Afganistan ve en batıda İspanya’ya kadar uzanan bölgede konuşulan dil haline gelmiştir.

Arap kültürü denilince ilk akla gelen ve diğer toplumlar tarafından tuhaf karşılanan Arapların elle yemek yemeleridir. İnanması zor ama Arap kültüründe hijyen çok önemlidir. Araplara yapıcı eleştiri bile yapsanız, hakaret olarak karşılanabilirsiniz. Bir kadın odaya girdiğinde, erkeğin ayağa kalkması gerektiğidir. Ki; bu, benim en çok hoşuma giden adetlerindendir. Araplar kıyafetleriyle, dünyada kendilerini uzaktan belli etmektedirler.

Fars Dili ve Edebiyatı

Farsça, İ.Ö. 550 – 330 yılları arasında, İran’ da hüküm süren Parsa halkının konuştuğu dilden gelmektedir.

Farsça, imparatorluk sınırları içerisinde, çok geniş bir bölgede konuşulmaktaydı. Ta ki; 18. yüzyılda İngilizler tarafından yasaklatılana dek.

Fars Kültürü

Fars sanatı, Doğu ve Batı gelenekleri arasında bir füzyon noktası olarak hizmet vermiştir.

Persler kaligrafi, halı dokuma, cam işi, lake, kakmacılık, metal işi, minyatür illüstrasyon, mozaik, seramik ve tekstil tasarımı gibi çeşitli sanat türlerine katkıda bulunmuşlardır.

Hindoloji (Hint Dili ve Edebiyatı)

Hindoloji, Hint edebiyatını, tarihini, dinini ve Hint toplumlarının maddi – manevi kültürünü sistematik şekilde toplayıp araştırmaktadır. Kökeni M.Ö. 1500 yıllarına kadar gitmektedir.

Hindistan kültürü denilince, Hint sineması, Hint mutfağı, Hint müziği ve Hint dansı akla gelmektedir.

Hindistan’da, genelde bol baharatlı yemekler yapılmaktadır. Et olarak, yalnızca tavuk ve deniz ürünleri kullanılmaktadır.

Enteresan olan en büyük yanları ise, Hintlilerin ineklere gösterdikleri saygı ve onları kutsal olarak adlandırmalarıdır. İnek öldürmenin cezası müebbet hapistir. İneğin sütünden, yağından, peynirinden, idrarı ve dışkısından faydalanırlar.

Japon Dili ve Edebiyatı

Japon lehçeleri, 5 bin yıl önce, Korece’den türemiştir.

Japon tarihi dörde ayrılmaktadır: Eski Japonca (8. yüzyıla kadar), Geç Dönem Eski Japonca (9 – 11. yüzyıllar), Orta Japonca (12 – 16. yüzyıllar) ve Çağdaş Japonca (17. yüzyıl sonrası).

Bir varsayıma göre, Japonların kökeni Ainu, Moğollar ve Avustroasya dilleri / Maleylerin karışımından oluşmuştur.

Japonya’da iki ana din vardır: Şinto ve Budizm. Şinto, bir Japon dinidir. Budizm ise, 6. yüzyılda, Çin’den getirilmiştir.

Kore Dili ve Edebiyatı

Kuruluş mitolojisine göre, Kore, efsanevi Joseon’un M.Ö. 2333 Dangun tarafından kurulmasıyla başlamaktadır.

Uzakdoğu’nun vazgeçilmez besini pirinç, Kore’de, yıl boyunca kullanılmak üzere stoklanmaktadır.

Mimarinin gelenek ve moderniteyle buluşması… Geçmişten gelen değerleri günümüzde de yaşatma konusunda son derece başarılı olan Güney Kore, yüzyıllar öncesinin mimari dokusunu yaşatırken, moderniteyi de en iyi şekilde kullanmaktadır.

Sinoloji (Çin Dili ve Edebiyatı)

Sinoloji, yaklaşık 3,000 yıllık bir geçmişe sahip olan Çin uygarlığını, dili, kültürü, dünü ve bugünüyle araştıran bir bilim dalıdır.

Dünyada, Sinoloji araştırmalarının tarihi 16. yüzyıla dek uzanmaktadır.

Dünyanın en güçlü ekonomisine sahip ülkelerin başında, Çin gelmektedir.

Çin, Asya’da eğitim almak isteyen öğrencilerin en çok tercihte bulunduğu ülkedir.

Urdu Dili ve Edebiyatı

Urdu kelimesi ilk olarak, 1780 yılında, şair Ghulam Hamadani Mushafi tarafından kullanılmıştır.

13. ve 18. yüzyıllar aralığında, Urdu diye bir kelime bulunmamış ve bu dile Hintçe (Hindavi ve Dehlavi) denilmiştir.

Mecit Bayton
mecitbayton@hotmail.com

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.