Son zamanlarda artan vakalar hepimizi tedirgin ediyor biliyorum. Hala bitmeyen pandemi, sağlığımıza ne denli özen göstermemiz gerektiğini bize öğretti ve öğretmeye devam ediyor. Sağlık geçmişten bugüne, koşullar ne kadar değişirse değişssin her zaman en büyük önceliğimizdir.
Dünya sağlık örgütü (DSÖ) tanımına göre sağlık sadece hastalıklardan korunma değil aynı zamanda fiziki, ruhi ve sosyal açıdan tam bir iyilik hali olarak ele alınmaktadır. Geçmişten günümüze yeni hastalıklar ortaya çıkmış veya yok olmuştur ve sağlığın tanımı daha da sağlamlaşmıştır. İçinde bulunduğumuz çağa göre ise sağlığa eklenen maddeler arasında toplumsal ve sosyal iyilik halleri de vardır. Şu an yaşanan pandemi ile birlikte Dünya’da özellikle fizik açıdan ve sosyallik açısından oldukça zor dönemler yaşanmaktadır. Çağımızın önemli sorunlarından olan obezite ve yetersiz fiziksel aktivite arasında bir ilişki vardır. Dünya çapında ölümlerin önde gelen nedenlerinden olan fiziksel aktivite yetersizliği ve dengesiz beslenmeye bağlı obezite özellikle yaşadığımız son dönemde daha da ciddi risk faktörü olmuştur. Evde kalınan karantina döneminde sadece mikroplardan uzak kalarak ancak fiziksel aktivite yaparak ve dengeli beslenerek de sağlığımızı korumak oldukça büyük önem gerektirmektedir.
Bütün viral enfeksiyonlar gibi Covid-19 da bağışıklık sistemi düşük olan bireylerde daha sık görülmektedir. Bağışıklık yanıtının düşük olması viral enfeksiyonlar gibi diyabet, kanser vb. hastalıklar içinde davetiye niteliğindedir (Beck 2007). Protein ve enerjiden yoksun beslenme (PEYB) düzeni hastalıklara karşı bağışıklığı düşürmekte ve bulaşıcı hastalık riskini arttırmaktadır. (Ritz ve Gardner 2006). Yapılan çalışmalarda Se ve/veya E vitamini eksiklerinin artmış viral yüke ve bozulmuş bağışıklık yanıtlarına neden olduğu görülmüştür. Ek olarak eksiklikleri durumunda viral mutasyonlar ve iyi huylu virüslerin patojen virüslere dönüştüğü görülmüştür. Bu nedenle beslenme durumunun, yeni viral patojenlerin ya da bilinen virüslerin patojenik etkilerini ortaya çıkarabileceği düşünülmektedir (Beck 2007)
Bitkisel gıdalar bağışıklık sisteminin %85’ini oluşturan bağırsak mikrobiyotasının sağlığını geliştirmesine ve arttırmasına yardımcı olmaktadır. Bulaşıcı olan ve olmayan birçok hastalıktan korunmak iyi bir bağışıklık sistemine bağlıdır. Yeterli miktarda yeşil yapraklı sebze, lif bakımından zengin olan baklagil ve tahılların tüketimi bağışıklık sistemini güçlendirmektedir (Restrepo 2020).
Karantina dönemi stres ve stres kaynaklı besin alımını arttırmaktadır. Akut stres zamanlarında kortizol salgılanması artmaktadır ve bu dönemde yaşanan uzun süreli stres kortizolü arttırarak açlık duygusunu da arttırmaktadır. Uzun süreli stres vücutta gerginliğe sebep olarak atıştırma ve aşırı yemeyi tetiklemektedir (Daswani 2020). Özellikle bu dönemde bağışıklık sistemini güçlü tutmak amacıyla sağlıklı beslenme daha önemli hale gelmiştir.
- Sağlıksız yağlar içeren atıştırmalıklar yerine protein içeriği ve sağlıklı yağ içeriği yüksek yağlı tohumlar, sebze cipsleri tüketilmelidir.
- Alışveriş yapma sıklığını arttırmak yerine evde var olan besinler, konserve ve dondurulmuş gıdalara yönelimin arttırılmalıdır.
- Gıda israfının önüne geçmek ve daha çok ihtiyacı olan başka kişileri zor durumda bırakmamak için gerçekten ihtiyaç olan yiyecekler satın alınmalıdır.
- Güvenli gıda işleme ve pişirme adımlarını takip edilmeli ve hijyen önlemlerini alınmalıdır.
- Evinizde olan besinin aslında ağzınızda olması’ yani sağlıksız besinlerin satın alınmasının iradeyi zorlaması sebebiyle doğru besinleri satın alınması, gereksiz istiflerin yapılmaması gereklidir.
- Paketli gıdalardan daha ekonomik ve sağlıklı olması nedeniyle alışveriş yapılacağı zaman ilk olarak sebze ve meyve alınmalıdır.
- Porsiyon kontrolünün sağlanmalıdır, fermente gıdaların ve lifli gıdalarım tüketimi arttırılmalıdır, su tüketimi artırılmalıdır, tuz alımınızı sınırlandırılmalıdır.
- Yağ alımını sınırlandırılmalı ve kızartma gibi bir pişirme yöntemi seçmek yerine buharda pişirme, ızgara veya soteleme gibi daha az yağ gerektiren veya hiç yağ gerektirmeyen pişirme yöntemlerini tercih edilmelidir.
- Çok miktarda kahve, çay ve enerji içeceği tüketmekten kaçınılmalıdır. Bu içecekler dehidrasyona neden olabilmekte ve uyku düzenini bozabilmektedir.
- Yağlı pişirme yöntemleri yerine haşlama yöntemi ile pişirilerek tüketilmesi sağlığa yararını arttırmaktadır.
- Satın alımda dikkat edilmesi gereken nokta düşük tuz içeren ya da hiç tuz içermeyen seçeneklerin tercih edilmesidir.
Kendinize özen gösterdiğiniz, sağlığınıza gereken önemi verdiğiniz harika bir hafta diliyorum!
akekecdil@gmail.com