Hepimizin kendi çapımızda kahramanlıkları vardır.
Pes etmemek,ısrarcı olmak ,mücadele etmek yani kolay kolay vazgeçmemek gibi.
Hatta vazgeçmemek konusunda kendimize telkinlerde bulunuruz. Pes etmemek bilinçaltımıza da kazınmıştır. Fakat her zaman direnmekle yaşayamayız. Öyle durumlar var ki; artık gerçekçi olmak, o işin olmayacağını ,o ilişkilerin yürümeyeceğini kabul etmek gerekir. Kabul etmek ve vazgeçebilmek gerekir. Vazgeçmeyi gerektiren zamanı bilmek kolay değil. Emek verilen bir işten, bir fikirden veya kimselerden vazgeçmek…
Kendimiz, çevremiz, markamız için artık faydası olmayan her şeyi terketmek bize zor gelir.
Bugün başarısız olmasına rağmen şirketlerin başından ayrılmayan insanlar, yine baştan ölü doğmuş ürünlerin piyasada tüketilmesine devam ettiren şirket kaynakları,bir türlü emekliliğini istemeyen yaşlı memurlar, başarısızlıkları zarar da verse devam eden politikacılar, evde mutsuz yetişen çocuklarını görmesine rağmen bitemeyen evlilikler örnekleridir.
Bitirmesini bilememek, özel hayatımız da hem kendimize hem çevremize yaptığımız zulümdür. Sadece zayıf ve güçsüz insanlar değil; zeki ve güçlü insanlar da kendisi için kötü olduğunu bildiği halde gerek özel hayatında gerekse profesyonel anlamda bitirmeyi başaramaz. Sanki doğru bildikleri vazgeçmemek gibidir. Bitirmenin daha doğru olduğunu bilenler de mesele yapmaya gelince dehşete düşerler. Bazı mazeretlerle sürekli kısır döngüde bulurlar kendilerini.
Bugün bitirmeye mahkum olan her şeyi hemen bitirmeyi öğrenmeliyiz.
Ben ,gerek özel gerekse iş hayatımızda neden terk etmeyi bir türlü hayata geçiremediğimizi düşünelim isterim.
Değişimin getireceklerinden korkmamızın tarihi ,insanlık tarihi kadar eskidir. Değişimi yönetememekten korktuğumuz için vazgeçmekten zorlanırız. Mevcut olduğumuz durum ne de olsa bir şekilde kontrol altında tutabildiğimiz durumdur.
Hepimiz bir şeylere katlanmanın erdemleri üzerine eğitilmişizdir. Fedakarlık yapmanın, güçlü olmanın vazgeçmemek olduğu ile ilgili öğütler dinlemişizdir. Psikolojimiz bize vazgeçmeyi yenilgi olarak algılatır. Aslında; her vazgeçemediğimiz, bizi daha da bağımlı ve korkak hale getirir. Gerçekçi olmayı bilirsek;bize verilen enerjiyi,gücü,zamanı ve çevremizdeki hiçbir şeyi israf etmemiş oluruz.
Üstüne üstlük vazgeçemeyen insanların, kendilerine mazeretler uydurması ,buna tutunarak çevresini eleştirmesi, kabul ettiği koşullardan şikayetçi olması içler acısı bir durumdur.
Galiba artık hepimizin değişimi getirebilmek için hem cesarete hem de bilgeliğe ihtiyacı var.
Tazelenebilmek, kendinize ve çevrenize daha fazla zarar vermemek için vazgeçmeyi bilin, artık terk edin isterim.
SERKAN ERCÜMENT KUZU
serkankuzu46@hotmail.com
Düşüncelerine katılıyorum
Yeni görevinde başarılar diler tebrik ederim iyi calismalar