
Enkazdan Umuda: Türkiye’nin Gerçekleri, Kahramanmaraş’ın Direnişi
Türkiye, uzun süredir ekonomik bir fırtınanın ortasında savruluyor. Enflasyonun gölgesinde, alım gücü günbegün erirken; gençler işsizliğin, emekliler geçim derdinin, işçiler belirsizliğin pençesinde bir hayat sürüyor. Raflarda fiyatlar etiket değiştirdikçe, sofralardaki ekmek küçülüyor. Sokaktaki vatandaş için ekonomi artık sadece bir haber başlığı değil, her gün yaşanan somut bir mücadele.
Ve bu zorlu tabloya, 6 Şubat 2023 sabahı bir başka büyük kırılma eklendi: Kahramanmaraş merkezli depremler… Acının, kaybın, çaresizliğin ve büyük bir yıkımın adı oldu bu tarih. Sadece binalar değil, hayatlar da çöktü. Binlerce can toprağa verildi, on binlercesi yerinden, yurdundan oldu. Kahramanmaraş, bir şehrin değil, bir ülkenin yüreğine kazındı.
Ancak tam da burada, karanlığın içinde parlayan bir şey vardı: Direnç. İnsanların birbirine tutunma, yeniden ayağa kalkma, küllerinden doğma iradesi… Kahramanmaraş halkı, yaşadığı felaketi kadere teslim olmak yerine dayanışmayla, üretimle ve umutla aşmaya çalıştı. Bu kolay olmadı, hâlâ da değil. Çünkü sorunlar büyük: Yetersiz kalan yardımlar, ağır işleyen kalıcı konut süreçleri, yok olan istihdam alanları, eğitime erişimde yaşanan eşitsizlikler ve derinleşen yoksulluk…
Ancak tüm bu sıkıntılara rağmen, Kahramanmaraş’ta hâlâ sabah erken kalkan bir fırıncı var. Yeniden kepenk açan bir esnaf, bir yıkıntının yanına çiçek diken bir çocuk var. Ve en önemlisi; “Biz yeniden kurarız” diyen bir toplumsal irade var.
Türkiye’nin sosyo-ekonomik sorunlarını görmezden gelmeden; çözümün bir parçası olacak adımlara da açık bir bakış gerekiyor. Deprem bölgesindeki şehirleri, sadece betonla değil, güvenle, adaletle ve sosyal refahla inşa etmek şart. Çünkü bu ülkede artık sadece evler değil, geleceğe dair inanç da onarılmalı.
Kahramanmaraş, bugün sadece bir deprem şehri değil. Aynı zamanda yeniden ayağa kalkmanın, umudu kaybetmemenin, toplumsal dayanışmanın da simgesi. Türkiye eğer bu sesi duyar, bu iradeye kulak verirse; yalnızca enkazdan değil, krizden de çıkabilir.
Çünkü bu topraklar, yıkılmayı da bilir; yeniden doğmayı da…
Mecit BAYTON