İletişim Başkanı Altun: “Türkiye Mazlum Coğrafyalara Umut Oluyor” - Maraş46 | Kahramanmaraş Haber | K.Maraş Gündem Son Dakika HaberleriMaraş46 | Kahramanmaraş Haber | K.Maraş Gündem Son Dakika Haberleri

23 Nisan 2024 - 11:59

İletişim Başkanı Altun: “Türkiye Mazlum Coğrafyalara Umut Oluyor”

İletişim Başkanı Altun: “Türkiye Mazlum Coğrafyalara Umut Oluyor”
Son Güncelleme :

14 Ekim 2022 - 18:20

Kahramanmaraş 8. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nda düzenlenen konferansta vatandaşlarla bir araya gelen Prof. Dr. Fahrettin Altun, “Türkiye; ekonomiden dış politikaya, terörle mücadeleden insani yardımlara, attığı her adımda kendi tarihsel tecrübesini, kültürel gerçekliğini, felsefi derinliğini, stratejik imkânlarını, siyasi müktesebatını ve iddialarını merkeze alıyor. Böyle olduğu için bugün Türkiye’de sosyopolitik, sosyokültürel ve sosyoekonomik alanlarda devasa dönüşümler yaşanıyor” dedi.

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun’un katılımlarıyla gerçekleştirilen resmi açılış töreninin ardından Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nda etkinlikler start aldı. Kahramanmaraş Fuar Merkezi’nde (KAFUM) 210 yayınevi, 350 yazar ve şairin yer aldığı fuarda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, “Küresel Belirsizlik Çağında İstikrarlaştırıcı Güç: Türkiye” temalı konferansta Kahramanmaraşlılarla bir araya geldi. Etkinlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’ün yanı sıra çok sayıda öğrenci ve okur da yer aldı. Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği konferansta yaptığı konuşmada Kahramanmaraş’ta olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, “Kahramanmaraş 8. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarında sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Böylesi anlamlı bir fuara davet ettikleri için Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanımıza şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Küresel Belirsizlikler Çağı

Etkinlikte konuşan Prof. Dr. Altun, “Öncelikle yaşadığımız çağı neden ‘küresel belirsizlikler çağı’ olarak tanımladığımızın üzerinde durmak istiyorum. 1990’larda sosyal bilimler dünyası küreselleşmenin zaferini ilan ettiği yaklaşımı üzerinde ilerliyordu. Tarihin sonunun geldiği, savaşların artık bittiği ifade ediliyordu. Uluslararası kurumlar aracılığıyla küresel dünya düzeninin tahkim edildiği düşünülüyordu. Ancak bu elbette güdümleyici ve ideolojik bir bakış açısıydı. Nitekim ne savaşlar son buldu ne de çatışmalar. Hatta dünya için yeni istikrarsızlık dalgaları baş gösterdi. 11 Eylül saldırıları, Bosna soykırımı, Körfez savaşı, Arap Baharı ve daha birçok kriz yaşandı. Suriye krizi ve Rusya-Ukrayna savaşını ise en sıcak istikrarsızlık dalgaları olarak görebiliriz. Elbette istikrarsızlık demek, belirsizlik demektir. Diğer yandan, terörizm ve radikalizm gibi güvenlik sorunları bölgesel sınırları aşarak küresel bir mahiyet kazandı. Mülteciler, salgın, enerji ve gıda krizi, iklim değişikliği gibi meseleler de uluslararası alanda çözüm bulunamayan belirsizlikler olarak ortaya çıktı. Geldiğimiz noktada somut bir gerçekliğimiz var: Bugün uluslararası alanda bir belirsizlik hâkim durumda. Küresel adaletsizliğin ve eşitsizliğin, dünyanın dört bir yanında sebep olduğu insani dramlara her gün şahit oluyoruz” ifadelerini kaydetti.

Batıcı Sömürge Düzeni ve Türkiye

Prof. Dr. Altun konuşmasının devamında, “Aslında tüm bu can yakıcı tablonun kökenlerine indiğimizde karşımıza 19. yüzyıldan bu yana birbirini besleyen, birbirini büyüten bir düzen çıkıyor: Batıcı sömürge düzeni ve batıcı bağımlılık düzeni. Bizim modernleşme sürecimiz de esasında uzun yıllar batıcı bağımlılık düzeninin parçası olarak yürütüldü. Doğrusu, bizde 200 yıldır süren modernleşme tartışmalarının gerçek adı Batılılaşmadır. Maalesef Türkiye de on yıllar boyunca böylesi bir tarihsel yükün altında ezilmek zorunda kaldı. 2000’lerin başına geldiğimizde bu yük sosyopolitik gerçekliğimizin en can yakıcı unsurlarından birine dönüşmüştü. Ne yazık ki o dönem kendi ad ve hesabına gelecek tasavvuru inşa edebilen bir Türkiye yoktu. O dönem kendisine dayatılan kalkınma, modernleşme reçetelerini uygulayarak günü kurtarmaya, ayakta durmaya çalışan bir Türkiye vardı” ifadelerini kullandı.

Çıkış Yolunun İşaret Fişeği

Türkiye’nin son 20 yılda çok ciddi atılımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Altun, “Krizler sarmalıyla boğuşan Türkiye’de 2002 yılında Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki siyasi hareketin başarı kazanması bir anlamda ‘çıkış yolunun işaret fişeği’ oldu. Son 20 yıldır Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye, önceki dönemin birikmiş sorunları çözmeye çalıştı. Aynı zamanda Batıcı teslimiyet düzenine ve onların güdümündeki vesayet odaklarına da meydan okudu, onlarla mücadele etti. Bu dönemde ülkenin refahını, huzurunu, kalkınmasını, demokrasisini ve güvenliğini tahkim eden ve bağımsızlığını pekiştiren atılımlar gerçekleştirildi. Bu çaba diğer yandan Türkiye’yi uluslararası arenada da etkin ve müstakil bir güç haline getirdi. Bu süreç aynı zamanda içeride Batıcı unsur ve dogmalara, dışarıda ise Batılı bağımlılık düzenine karşı güçlü bir siyaset modelinin teşekkülüne imkân tanıdı. Geldiğimiz noktada şunu çok net görüyoruz: Bugün Türkiye, ekonomiden dış politikaya, terörle mücadeleden insani yardımlara, attığı her adımda kendi tarihsel tecrübesini, kültürel gerçekliğini, felsefi derinliğini, stratejik imkânlarını, siyasi müktesebatını ve iddialarını merkeze alıyor. Böyle olduğu için bugün Türkiye’de sosyopolitik, sosyokültürel ve sosyoekonomik alanlarda devasa dönüşümler yaşanıyor. Bağımsızlaşan Türkiye, bölgesel ve küresel siyasette güçlü bir varlık gösteriyor. Bu özgüven, sadece Türkiye toplumu için değil, Müslüman dünya için, mazlum coğrafyalar için de bir umut oluyor” diye konuştu.

Büyüme ve Atılım Dönemi

Son 20 yılın Türkiye için büyüme ve atılım dönemi olduğunu belirten İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, “Türkiye, kendi sınırları içinde siyasi istikrar, ekonomik güven, toplumsal barış ve kültürel çoğulculuk anlamında mesafe kaydettikçe çevresiyle de ilgilenmeye başladı. Bir yandan çevresiyle ekonomik entegrasyon alanları inşa etti. Öte yandan bölgesel krizlerin, küresel ihtilafların çözümüne yönelik dinamik bir dış politika vizyonu ortaya koydu. Türkiye böylece istikrar sağlayıcı bir güce dönüştü. Son 20 yıl Türkiye için bütün zorluklara rağmen bir büyüme ve atılım dönemi oldu. Bu büyüme ve atılım sadece nicel bir sıçrama olarak karşımıza çıkmadı; aynı zamanda özgün bir modernleşme tecrübesi olarak kurumsallaştı. Bunun büyük bir başarı olduğunu ve bu başarıda en büyük pay sahibinin Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğunu teslim etmeliyiz” dedi.

Altun, Kitabını Okurlar İçin İmzaladı

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
reklam